Paradox’un Son Bombası Victoria 3 Hakkında Tüm Bildiklerimiz

Paradox Interactive’in üç gün önce sürpriz bir şekilde duyurduğu Victoria 3 hakkında bilinen her şeyi sizler için bir araya getirdik.

Victoria 3’e dair önemli bilgiler için öncelikle Fraser Brown‘a teşekkür ederiz.

Paradox’un yılan hikayesine dönen yapımlarından biri de hiç şüphesiz Victoria 3’tü. 2010 yılında çıkış yapan ikinci oyunun ardından Europa Universalis 4 ve Hearts of Iron 4 gibi yapımları gördük. Ancak büyük beğeni toplayan Victoria serisinin yeni oyunundan asla bahsedilmedi. Hatta oyuncular Victoria 3 için pek çok ‘caps’ bile hazırladı. Üç gün önce ise hayal denilen gerçek oldu. Victoria 3 bir duyuru fragmanı eşliğinde ilk kez karşımıza çıktı.

Victoria 3 tahmin edilebileceği üzere 19. yüzyıldan başlayarak 20. yüzyılın ilk zamanlarına ulaşan bir periyodu sunacak. Paradox’un harita ve menü sevdalarını başka bir boyuta taşıyacak olan yapım daha çok diplomatik tarafa odaklanacak. Yapımcıların açıklamasına göre eğer Crusader Kings veya Europa Universalis ile hatrı sayılır bir zaman geçirdiyseniz, Victoria 3’e adapte olmanız pek de zorlu olmayacak. Zira şirket bu yapım beraberinde tüm tecrübelerinin bir kompozisyonunu sunacak.

Victoria 3’ün diplomatik odağının merkezinde topluluklar olacak. Seride ‘pops’ olarak adlandırılan bu topluluklar; işleri, vatanları, ilgileri veya kültürleri gereği ortak paydada buluşan insan gruplarını temsil ediyor. Devletinizin gücünü pekiştirmek ve Victoria dönemine alternatif bir damga vurmak istiyorsanız, bu topluluklarla ilişkileriniz büyük önem arz edecek. Tasarımcı ekibinin lideri Mikael Andersson yaptığı açıklamada, toplulukların oyunun temelini oluşturduğunu belirtiyor. “Yaptığınız her bir şeyin topluluklar üzerinde etkisi olacak. Bu da toplulukların değişmesine, dolayısıyla ülke dinamiklerinin de değişmesine sebep olacak.”

Topluluklarla iyi ilişki elde etmek için çeşitli araç ve yöntemleriniz olacak. Teknoloji geliştirmeleri, ekonomi politikası, diplomasi, fetihler ve çok daha fazlası sizi bekliyor. Ancak bu yöntemleri kullanmanız bazı toplulukları mutlu ederken bazılarını mutsuz da edebilir. Dolayısıyla arada bir denge kurmanız veya net bir şekilde tercih yapmanız gerekiyor. Oyun direktörü Martin Anward o dönemdeki nüfus yapısını yansıtmak için çok çalıştıklarını ve bunun da binlerce farklı toplumu beraberinde getirdiğini belirtiyor.

Oyun içerisindeki bir sayfa üzerinden belirli bir topluluğun size bakış açısını özet olarak görmeniz mümkün. Oyun için gösterilen kaydedilmiş demoda, kraliyet yanlısı kapitalist kadroların önde geldiği Prusya’yı görüyoruz. Dolayısıyla Prusya’da monarşiyi güçlendirmek için atacağınız bir adım, toplam nüfusun önemli bir bölümünü oluşturan kapitalistler üzerinde de olumlu etki yaratacak. Tabi tam tersi durumda da krizin derinleşmesi mümkün. Ancak her zaman kalabalık toplulukları memnun etmek de yanlış bir çözüm olacak. Zira unutmayın, en büyük yangınlar bile tek bir kıvılcımla başlar.

Benimsenen politikaların bir göstergesi olan binalar Victoria 3’de önemli rol oynayacak. Liberal demokrat toplumlarda, binaların ve arazilerin büyük bir bölümü özelleştirilmiş ve şahsa ait olarak belirlenmiş durumda. Ancak komünist bir toplumda beklendiği üzere, bina ve arsaların çoğu devlet kontrolünde olacak. Bu da daha fazla kontrol imkanı sunacak.

İster özel ister devlet kontrolünde olsun, işletmeleri destekleyip geliştirmek büyük önem taşıyor. Bir devlet olarak doğrudan para kazanamadığınız için temel kaynağınız vergiler olacak. İşletmelerin büyüdüğü bir ülke ise sizin için biçilmiş bir kaftan olacak. Büyük ve başarılı bir işletme; daha fazla çalışan, daha fazla çalışandan alınacak bolca vergi ve çalışanlar için yüksek maaşlar sunuyor olacak. Daha fazla çalışan ve yüksek maaşlar vatandaşı mutlu ederken siz de fazla vergilerin tadını çıkaracaksınız. Demokrat bir toplumda iseniz başarılı bir işletmeci de devlete olan güveni sayesinde mevkidaşları üzerinde olumlu etki yaratacak.

Demo üzerinden Prusya’yı incelediğimizde, kalıp sanayi sektörünü 600 kişilik kapitalizm yanlısı Alman protestanları elinde tutuyor. Aile fertleriyle birlikte bu protestan topluluğun boyutu 2000 kişiye ulaşıyor. Bu sektöre bağlı kapitalist yöneticiler yıllık 21 sterlin kazanırken işe aldıkları makinistler bunun çeyreği kadarını kazanabiliyorlar. Alt kademe işçiler ise daha bile azını. İşçilerin koşullarını düzeltmek için yeni yasalar yapabilir ve maaşlarını artırabilirsiniz. Böylece bu grubun desteği de arkanızda olacaktır. Ama işçilere daha fazla maaş verme düşüncesi kapitalistleri kızdırabilir. Burada da bir denge kurmanız gereken durum ortaya çıkıyor.

Odak diplomasi ve topluluklar olmasına rağmen savaş içeriği elbette oyunda bulunacak. Ancak diplomasiyi daha büyük bir savaş alanı olarak görmeniz gerekiyor. “Diplomasinin rolünü vurgulamak ve silahlı savaşa bulaşmayıp diplomasinin peşinden giderek de çözüme ulaşılacağını göstermek istiyoruz.” Anward, akıl oyunlarının daha çekici olacağını da söylüyor. Devletinizin fiziksel sınırlarını artırmadan da etki alanınızı genişletmek ve hatta dünyayı yönetmeniz mümkün.

Klasikleştiği gibi standart diplomasi seçenekleri yine oyunda mevcut. Ticaret anlaşmaları, ittifaklar, savaş ilanları ve daha fazlası mümkün. Ayrıca Victoria 2: Heart of Darkness ile gördüğümüz ‘diplomatik zorbalıklar’ yeni bir şekilde karşımıza çıkacak. Bu sistem ise diplomatik oyunlar kurgulamanızı sağlayan bir sistem. Örneğin demoda, Prusya; Danimarka’nın kontrolünde olan Holstein’a sahip olmak istiyor. Danimarka Holstein’ı elinde tutma konusunda pek de coşkulu sayılmaz. Bu yüzden Prusya’dan Pomeranya bölgesini ve bir miktar savaş tazminatı talep ediyor. Bu noktada, bariz ordu üstünlüğünü elinde bulunduran Prusya savaş tehdidini anlaşma masasında pozitif bir etken olarak kullanabiliyor.

Olay bu kadar kolay görünüyor olabilir, ancak değil. Danimarka’nın arkasında başka güçlü bir devlet olması halinde, büyük bir savaşı tetikleyebilirsiniz. Holstein için Pomeranya ve bir miktar para feda edilebilir, ancak uluslararası dostlarınız da ne düşündüğü son derece önemli. Önerdiğiniz teklifler, masanın dışında olanlar tarafından da ilgiyle takip ediliyor olacak. Olası bir savaş durumunda ise Prusya’nın sadık müttefiki Britanya desteğini vermeye hazır. Ancak Danimarka’nın tarafında olan Avusturya, Mikael Andersson’ın deyimiyle tam anlamda kana susamış bir devlet. Yani savaş durumunda zorlu günler sizi bekleyebilir.

Oyundaki teknoloji ağacı, Victoria döneminin sanayi zihniyetini fazlasıyla yansıtıyor olacak. Tabi devletiniz bir mağarada bulunmadığı için, küreselleşen dünyanın da etkisiyle farklı fikirler farklı bölgelerden topluma giriş yapabilecek. Otokratik bir devlettiniz varsa, bu pek hoşunuza gitmeyebilir. İnsan hakları, eşit çalışma şartları ve yönetime katılım gibi düşünceler; demir yumruk yönetim şeklinizi etkileyebilir. Hatta gelişiminiz için elzem olan bazı geliştirmeler, yönetim anlayışınıza ters düşerek sizi ikilemde bırakabilir.

Oyunda oynanabilir onlarca devlet bulunacak ve her biri özelleştirilmiş pek çok senaryoya sahip olacak. Örneğin küçük bir devletle oynuyorsanız, kısa ve orta vadede hedefiniz ekonominizi büyütmek ve yanı başınızdaki büyük devlet tehdidine karşı savunma önlemleri almak olacak. Ayrıca büyük devlet tehdidinden uzak bir oyun sürmek istiyorsanız, kolay mod size bunu sağlayacak. Oyun halen sizi zorlamaya devam edecek, ancak attığınız her adımda “Ya komşum beni dümdüz ederse?” korkusu yaşamanıza gerek olmayacak.

Victoria 3 hakkında şimdilik bildiklerimiz aşağı yukarı bunlarla sınırlı. Yapımcılardan edinilen bilgiler ve gösterilen demo kaydı sayesinde oyunda neler görebileceğimiz bir miktar belli durumda. Ancak hiç şüphesiz çok daha fazlası bizi bekliyor olacak. Yıllardır oyunun duyurusunu bekleyen oyuncular bu sefer de bir çıkış tarihi bekliyor. Fakat bunun için şimdilik erken olduğunu söyleyebiliriz.