Marvel’s Spider-Man Remastered İnceleme
Büyük güç büyük sorumluluk getirir!
Nereden ve nasıl başlasam bilmiyorum bu yazıya. Spider-Man barındıran eşsiz bir açık dünya oyunu mu olduğunu vurgulasam, yoksa birbirinden dolu Marvel karakterleri ile harika bir maceraya tanıklık ettiğimi mi. Spider-Man Remastered, Sony tarafından bilgisayar için doğrulanınca havalara uçmuştum. O kadar heyecanlanmıştım ki, günümüz oyun ekonomisini bir kenara bırakarak derhal ön siparişimi verdim. Çünkü bu heyecana ortak olmak eşsiz bir Spider-Man deneyiminden mahrum kalmak istemiyordum. Gelgelelim oyun nedir, nasıl olmuş gibi yorumlarla pek sizi sıkmak istemiyorum. Zira 2018 çıkışlı bir yapım ve kim ne olduğunu gayet iyi biliyor. Ben sizlere biraz kendi düşüncelerimi, biraz bilgisayar performanslarını ve biraz da oyun hakkında ufak ipuçları sunmak istiyorum. Geçelim yazımıza;
DOPDOLU BİR NEW YORK ŞEHRİ
DC evrenindeki karakterler ve olaylar genellikle kurgu olan yerlerde geçiyor. Bakınız Gotham City, Metropolis. Çoğu şehir kurmaca ve tamamen hayal gücüne bağlı olarak tasarlanmış olsa bile Marvel, şehirlerini gerçek isimlerden baz alarak kullanıyor. Bence bu okuyucu, oyuncu veya izleyici ile bağ kurmanın en güzel noktalarından birisi. New York City’de bunlardan biri. Çocukluğumuzun kahramanı Spider-Mna, New York sokaklarında o çatı senin bu çatı benim gezerken hepimiz heyecanlanıyorduk. Amerika’yı böyle sanıyorduk! Nitekim oyun bazında bakacağımız zaman New York şehrini çok güzel modellemişler. Central Park’tan tutun Empire State binasına, hatta Brooklyn Köprüsü’ne kadar en ince şekilde işlenmiş oyuna. Adeta New York turu yaptırtıyor size. Sağdan sola ağ fırlatıp uçarken şehrin sokaklarında gezmek de oldukça heyecan verici oluyor.
Maalesef (Aslında bile isteye) bir PlayStation sahibi değilim. Konsol oyunculuğuna karşı değilim fakat ben pek rahat edemiyorum. Özellikle Steam canavarı olduğum için oyunlarımın %99’unu bilgisayar üzerinden oynamayı tercih ediyorum. Bu sebeple 2018 yılında Spider-Man çıktığı zaman oturup ağlayarak videolarını izlemiştim. Bana konsol aldıracak kadar güçlüydü bu oyun ama ben sabırla bekledim, usanmadım ve o gün geldi çattı. Tam 1 aydır sağdan sola, aşağıdan yukarıya, enlemesine boylamasına oturup bitirdim bu oyunu. Ve tek kelimeyle, gerçekten muhteşem! Diyebilirim. Özellikle benim gibi Marvel hastaları için bulunmaz bir nimet gibi bu yapım. Spider-Man ve onun özgürlüğünü hissetmek, çizgi romanlardan tanıdığımız kötü adamları yenmek ve daha niceleri. Bu oyun çok güzel dostum.
Hikaye konusunda ise korktuğum başıma gelmedi. Artık Peter Parker’ın örümcek tarafından ısırıldığı ve Ben amcanın öldürüldüğü bir senaryoyu görmek istemiyordum, bunu yıllardır görüyoruz zaten. Neyse ki korktuğum başıma gelmedi. Hikayemizde Peter, 8 yıldır örümcekcilik oynuyormuş meğerse. Hatta öyle ilerletmiş ki kendisini, tüm düşmanlarını hapse tıktırmayı bile başarabilmiş zamanında. İşte böylesine sorumluluk sahibi ve sürekli kendisi ruhsal olarak aramaya çalışmayan bir Spider-Man görmek beni çok sevindirdi. Özellikle Kingpin ile başlayan maceramız daha sonrasında Electro, Rhino, Scorpion, Shocker, Vulture ve tabi ki Otto Octavius, namı diğer Doctor Octopus ile devam ediyor. Hepsinin yeri ayrı güzel ancak oyunun ana düşmanlarından birisi olan Mr. Negative bence çok güzel işlenmiş. Bizlere hem içindeki iyilik duygusunu hem de intikam yeminini güzelce özetleyebilmişler. Ama Doctor Octopus dışındaki diğer karakterlerin süresini az buldum. Neredeyse her karakteri oyun boyunca toplam 15-20 dakikalık bir süreçte görebiliyoruz. Boss savaşı manasında yetersiz kalınmış diye düşünüyorum.
Yan görevleri ise nedense pek beğenemedim. Özellikle şehir suçları kategorisi altında harita görevleri birbirinin aynısı ve çok fazla. New York şehrini parça parça bölmüşler ve klasik kule açma sistemiyle önce her birini aktif etmemiz gerekiyor, daha sonrasında ise şehir suçları, fotoğraf çekme veya çanta toplama gibi harita görevleri erişilebilir oluyor. Çanta toplamak Spider-Man için üreteceğiniz kostümlere gerekli, bu yüzden her birini toplamaya özen göstermek icap ediyor. Fotoğraflar ise güzel New York manzaralarına veya ikonik yerlere götürüyor bizi ve bolca seviye puanı vermeyi ihmal etmiyor. Ancak şehir suçları, az önce de bahsettiğim gibi oldukça sıkıcı. 3-4 tip farklı suç var ve tahminimce oyunun 5-6 saatlik kısmını yiyor. Evet, olmasın demiyorum ancak çeşitlilik bakımından bu kadar kısır olmasını da beklemezdim. Özellikle araba kovaladığımız şehir suçları görevlerinde hep aynı animasyonlar ile düşmanları yakalamak bir süre sonra çekilmez bir hal alabiliyor.
MİZAHLAR, ŞAKALAR VE GÖRSELLİK
Peter’ın kendine has mizahını ve düşmanları ile dalga geçmesini oyunun içerisinde harika yerleştirmişler. Düşmanları pata küte döverken onlarla alay etmesi ve gurur kırıcı şakalar yapması çok eğlenceli oluyor. Bazı yapay zekalar buna karşılık verip daha sert vurmak istiyorlar veya şakaya daha kötü bir cevapla karşılık veriyorlar. Bunun gibi ufak ve ince detaylar aynı zamanda şehrin sokaklarında da yer alıyor. Örümcek Adam görevini bırakıp şehirde yürümek istediğiniz zaman sizinle gelip fotoğraf çekilmek veya selamlaşmak isteyen bile oluyor. Daily Bugle’dan J. Jonah Jameson önderliğinde bir radyo programı da dönüyor. Bu programda farklı konuklar çıkıyor ve Spider-Man hakkında kötüleyici açıklamalar yapmaları isteniyor. Jonah abimiz de sürekli kötüleyici ve Spider-Man gibi birisinin halka düşman olduğunu iddia etmeye devam ediyor. Bu tarz küçük ve ufak detaylar oyun boyunca adeta neşe kaynağı olarak ortada dolaşıyor.
Elbette detaylıca mekaniklerden ve oyun içi dinamiklerden bahsetmek isterim ancak bunlar daha önce yazıldı çizildi. Remastered’in bilgisayara gelmesi olağanüstü bir durum benim için. Hem Marvel fanboyluğu hem de exclusive bir oyunun bilgisayara gelmesi oldukça heyecan vericiydi. Bir konsol kullanıcısı olmadığım için sağda solda gördüğüm şekilde ufak bir karşılaştırma yapmak istiyorum.
- Oyun içi görsellik muazzam bir şekilde arşa çıkmış. Özellikle RTX desteği eklenince yansımalar ve kaplamalar harika gözükmeye başlamış. Binaların üstündeyken şehrin öbür tarafının yansıması veya sağdan sola ağ sallarken gözünüze yansıyan ışık huzmeleri gibi detaylar üst seviyeye çıkmış durumda.
- Oyun içi dinamikleri aynı kalsa bile yeni hareketler eklendiğine şahit oldum. Bazı aksiyon sahnelerinde Peter’ın normalden biraz daha akrobatik hareketler sergilediğini düşünüyorum. Bu tür akrobatik hareketler elbette dövüş anında acayip gaza getirici olabiliyor.
- Ve son olarak, elbette ki karakter modellemeleri. Bildiğiniz üzere konsolda bulunan Peter ile bilgisayarda bulunan Peter’ın yüzleri farklı. Evet, bunu bilmeyenler çıkacaktır aranızda ama bu doğru. Nedendir bilinmez ancak yüz modellemesini değiştirmişler. Diğer karakterlerin aynı kalsa bile daha fazla yüz detayı eklendiğini söyleyebilirim.
Elbette sistem kastıracak derecede detaylar da mevcut. Şehir yoğunluğu ve araç trafiği gibi detaylar her ne kadar siz tepelerde gezerken altınızda kalsa bile bilgisayarı yorucu bir hal alabiliyor. RTX desteği sayesinde daha ihtişamlı ışıklandırmalar ve görsellik elde etmek isteyenler için DLSS desteğini açmalarını tavsiye ederim.
AĞ ATMASI KOLAY, PEKİ YA TUTMASI?
Şehir içinde gezinmek boş zamanlarımda yapabileceğim bir aktivite arasına girdi artık. Her ne kadar oyunu bitirmiş olsam bile ara sıra içine dalıp New York semalarında gezeceğimden eminim. Çünkü çok zevkli, çünkü neden olmasın? Dövüşmek de bir o kadar eğlenceli elbette. Spider’ın akrobatik hareketleri bir yana, karşındaki düşmanı rahatça dövebileceğiniz anladığınız o his muazzam. Zorlu rakipler ve yıkılması güç düşmanlar da çok zevk veriyor. Onları alt edebilmek için verdiğiniz çaba size keyif verecektir. İşte bu yüzden Spider-Man, kesinlikle deneyimlenmesi gereken bir oyun. Sadece örümcek adam olduğunuz için değil, harika bir atmosfere ortaklık edeceğiniz için deneyimlemelisiniz.
Aksiyon anında yapabileceğiniz tonla şey bulunuyor. Düşmanları ağlayıp kundaktaki bebek kıvamına getirmek gibi hünerleriniz var. Veya rögar kapakları gibi çevrede bulunan nesneleri düşmana fırlatmak gibi taktiksel hareketler. “Gadget” diyebileceğim yardımcı ağ at modelleri de bulunuyor elbette. Elektrikli ağ atma veya savurucu ağ modelleri gibi yardımcı ağ atma şekilleri bulunuyor. Hepsini bir anda ve kombinasyonlu bir şekilde kullanmak istediğiniz zaman ortaya eğlenceli ve bir o kadar gururlandırıcı görüntüler çıkabiliyor. Örümcek yeteneklerinden de bahsetmezsem olmaz sanırım. Bu örümcek yetenekleri, kostümünüze bağlı olarak size sunulan birer “Ulti” olarak düşünülebilir. Her kostümün farklı özelliği bulunuyor ve bunların dolma süresi mevcut. Avengers filmlerinden bildiğimiz Iron-Spider zırhı arkasından metalik örümcek kollar çıkartabiliyor, tıpkı filmdeki gibi. Ancak benim en sevdiğim ise tüm etrafı ağa buladığınız bir yetenek oldu sanırım.
Yetenek ağacı da kazandığınız seviyelere bağlı olarak açılıyor ve gelişiyor. Daha güçlü ve daha yaman bir örümcek adam için bu yetenekleri açmak şart oğlu şart. Aksiyona eğlence katmasının yanı sıra birçok farklı özellik de yetenek ağaçlarında bulunabiliyor. Yani anlayacağınız, oldukça detaylı ve sınırları zorladığını düşündüğüm bir oyun. Sınırları zorlamak derken, elbette bir Red Dead Redemption 2 değil ancak kendine has özellikleri olduğu kesin.