Eastshade İncelemesi
Gözlerinizi bayram edeceği bir oyuna hazır olun.
Uzun bir süre çıkmasını merakla beklediğim bir oyundu Eastshade. Çünkü gösterdikleri keşfetme odağı ve şahane tasarımları beni kendine çekiyordu. Oynamamazlık edemezdim anlayacağınız. Bu tarz keşfe dayalı görevler yaptığımız, gezerken de etrafa hayran hayran baktıran oyunlar nedense çok hoşuma gidiyor.
Eastshade, adını kendi geliştirici firmasından alan bir oyun. Geliştiren ekip Eastshade Studios, daha önce yayıncılık dışında gözle görülür bir yapıma imza atmamış bir ekip. Açık dünyası olan ve keşif elementleri ile etrafı gezerek, araştırarak isteğe bağlı görevler yaptığımız bir oyun aynı zamanda Eastshade. Daha çok yan görevler ile bezenmiş, ancak esas senaryo çizgisini oynamak için size bazı yan görevleri zorla yaptırıyor. Bu can sıkıcı tek kısmı diyebilirim.
EVİM EVİM GÜZEL EVİM
İşinde oldukça iyi, gezgin bir ressamı canlandırdığımız bu oyunda, Eastshade adında bir adaya gemimizin kaza yapması sonucu ayak basıyoruz. Ancak zaten amacımız da başından beri buydu. Tabi kazasız bir şekilde. Annemizin bize “Mutlaka görmen gereken yerler” dediği için gelmek istiyorduk hep buraya. Eastshade adındaki adayı keşfetmek, güzelliklerini görmek ve insanlarını tanımak annemizin en büyük isteğiydi. Artık bunu gerçekleştirmenin vakti geldi de geçiyordu. Karaya ayak bastığımız andan itibaren herkes bizi misafirperverlik ile karşılıyor, herkes öylesine sıcakkanlı öylesine neşe dolu ki, içinizden “Ah be şurada bir sarılma tuşu olsaydı keşke” diyorsunuz. Karşılaştığımız karakterler genellikle Türk isimlerinden esinlenilmiş -Onur, Efe, Aysun- ve maymun, ayı, geyik veya baykuş gibi hayvan tasarımlarına sahipler. Tabi ressam olduğumuz için herkes bizden bir şeyler çizmemizi talep ediyor. Tabii Glowstone karşılığında.
Glowstone oyundaki para birimi oluyor. Bununla alışverişlerinizi yapabiliyorsunuz. Oyun açık dünya elementlerine sahip olduğu için Glowstone kazanacak ve harcayacak çok fazla seçeneğiniz olacaktır şüphesiz. Açık dünya demişken, haritada keşfedilecek çok fazla yer mevcut. Zaten oyun keşfetme temeli barındırdığı için çok fazla beklentiniz olmasın. Lyndow adlı küçük kasabada başladığımız oyunda büyük ormanlar, mağaralar, küçük yerleşim yerleri, hanlar ve büyük şehir Nava’yı keşfedecek ve keşfederken görev yapacaksınız.
Ana görevimiz annemizin bizden istediği resimler. Eastshade adasında bulunan bazı yerlerin resmini çizmemizi istemiş bizden. Ancak bu görevlerimizi yerine getirmek o kadar kolay değil. Yol yordam bilmeyiz, kim necidir sezemeyiz. Bu yüzden burada yaşayanlar ile tanışma ve diyalog kurmanız gerekli. Genellikle konuşmak istediğiniz kişiler size bir görev veriyor. Bu görevler genellikle bir şeyler getirme, götürme ve yine keşfetmeye dayalı oluyor. Oyunda gece-gündüz döngüsü de bulunmakta. Gündüzleri gözlerinizin bayram edeceği manzaralar eşliğinde keşif yapabilirken, geceleri soğuk olduğu için dışarı çıkamıyorsunuz. Ta ki Nava şehrine varıncaya kadar. Burada pazardan Glowstone karşılığında satın alabileceğiniz ürünler mevcut. Örneğin manto gibi. Geceleri istediğiniz gibi gezip dolaşmanız için bire bir. Bunun gibi ürünler hem keşif elementlerini geliştiriyor hem de sizi oyundan koparmamaya yarayan hızlılıklar getiriyor.
Bir manzaranın veya kişinin resmini çizmek istediğiniz zaman bu eylem sizin ilham kaynağınızdan tüketiyor. İlham kaynağı kazanmak içinse yeni yeni yerleri keşfetmek veya görevleri tamamlamanız gerekiyor. Oyun içerisinde crafting öğeleri de bulunduğu için her resim için bir adet tablo üretmeniz gerekiyor. Etrafı keşfederken topladığınız ürünler sayesinde kendinize tablo üretebilir veya diğer kişilerin verdiği bazı yan görevlerde kazandığınız tekne, çadır veya kamp ateşi gibi şemaları da ilerleyen zamanlarda yapmaya başlayabiliyorsunuz.
Grafiksel anlamdan gerçekten çok güzel. Hafif optimizasyon sorunları yok değil ama. Yine de oyunu ultra ayarlarda oynamak gözlerinizi şenlendirecektir. Özellikle bir patikadan ilerlerken sürekli karşınıza çıkan güzel ve şahane manzaralara bakmadan duramayacaksınız. Seslendirme açısından da oldukça yeterli buldum ben. Bazı karakter seslendirmeleri biraz amatörce gibi duyulsa dahi sinir bozucu veya olmamış bu dediğimiz bir an ile karşı karşıya kalmadım ben. Müziksel açıdan da yeterli diyebilirim. 4-5 müziği tekrar etmesi haricinde asla sıkıcı değiller. Bunun yanı sıra sağlam bir İngilizce istiyor oyun. Yalan olmasın bazen görevleri anlamak, nereye gideceğimi çözmek için sözlük kullanmam gerekti. Çok fazla konuşma ve metin içerdiği için iyi bir İngilizce şart gibi duruyor.
EKSİLERİ
Bazen başınıza gelen optimizasyon sorunları