Yabancı Bir Seyyahın Gözünden: 19. Yüzyılda Hokand Nasıldı?

Yabancı Bir Seyyahın Gözünden: 19. Yüzyılda Hokand Nasıldı?

Bizim zaman makinemiz vesikalar. Bugün Türkistan hanlıklarından Hokand’ı ziyaret edeceğiz. Fergana’nın gülü geçmişte nasıl gözüküyordu?

Fergana Vadisi, Türkistan’da önemli bölgelerindendir. Bu önem Tanrı ve Pamir dağları ile kucaklanan bölgenin toprağın zenginliğinin yanı sıra İpek Yolu üzerinde olmasından da kaynaklanmaktadır.

Prof. Dr. Mehmet Alpargu’nun derlemelerinde rastladığım, kaynağının ise “Eugene Schuyler, Türkistan, Batı Türkistan, Hokand, Buhara ve Kulca Seyahat Notları, çev. Firdevs Çetin ve Halil Çetin, İstanbul, s. 346-347” olan metne baktığımızda 19. yüzyılda Hokand’a dair zihnimizde bir şeyler canlanabiliyor.

“Bir asırdan daha eski olmayan Hokand modern bir şehirdi. Dolayısıyla, geniş caddeleri vardı ve pek çok Asya şehrinden daha ferahtı. Şekil itibariyle hemen hemen kare idi ve bana söylendiğine göre 500 camisi vardı ve her cami muhitine ortalama otuz hane düştüğü için 75.000 kişilik bir nüfus ortaya çıkıyordu. Nitekim halkın çoğunlunun şehir duvarlarının iç tarafında yaşıyor olmasına rağmen, bu bana iyi bir tahmin gibi geliyor.

Kervansarayın damından sadece önümüzde uzanan tüm şehri değil, hanlığı da görebiliyorduk. Hemen önümüzde çarşının kerpiçten düz damı vardı ve bir ucundan diğer ucuna kolay bir gezintiye izin veren birçok caddeyi de kaplıyordu. Sol yanında kırmızımtırak kurşuni tuğlalardan inşa edilmiş, yüksekçe yuvarlak şekilli tavanı ve Kur’an’dan ayetler içeren mavi ve beyaz duvar çinilerinin kapladığı geniş silmeleriyle bir grup cami ve medrese vardır.

Şehri ayıran küçük derenin üzerinde göz alıcı kemeriyle tuğladan Kiş-kupriuk köprüsü bulunur. Sol tarafta yeni inşa edilmiş olduğundan mavi, sarı ve yeşil renkte canlı çinilerin tüm parlaklığı ile ışıldayan, giriş kapısının süslediği hanın sarayının güzel bir ön cephesi vardır. Etrafımızda her yerde bol çimenlerin az çok örttüğü ve bağ ve bahçelerin tüm ihtişamını çevreleyen kerpiç damlar uzanıyordu. Zeminin düz oluşu yüzünden şehir Taşkent’in canlı pitoresk görüntüsüne sahip değildir. Fakat bu kusuru muhteşem dağ manzarası ile telafi edilmiştir.

Batı ve güneybatı yönünde Hocent yakınlarındaki alçak tepeler ve kuzeyde Çakal/Çatkal dağları vardır. Doğu ve güneyde hanlığın tam sınırında ise karla kaplı görkemli Alay sıradağları uzanır. Küçük, fakat çekici Fergana vadisinin ortasında olduğumuzu fark ettik ve birkaç kadem yükseklikte olmamıza rağmen ona hayat veren nehir olan Sir Derya’yı görebiliyorduk.

Şehirde at sırtında dolaşırken hemen hemen tamamı ilginç olan şehrin çoğu yerini görmeye muvaffak oldum.”

Rusya’nın Asya’daki genişlemesinden Hokand Hanlığı da etkilendi. 1876’da varlığına son verildi. Bugün Kokand adıyla bölge Özbekistan sınırları içerisindedir.

Foto bilgisi: The World Digital Library (WDL), 1860’lardan. Bölgeyle alakalı farklı kategorilerde bir albüm oluşturulmuş, bu albümün oluşturulmasını Rusya’nın Türkistan valisi General Konstantin Petrovich von Kaufman sağlamış.

İçeriği sosyal medya hesaplarınızda paylaşabilirsiniz:

Bu haberle alakalı ya da farklı konularda yorum yapmak, kendiniz gibi okurlarla konuşmak isterseniz, forumumuz tam size göre. Buraya tıklayarak foruma erişin

Benzer Yazılar

Boykot İşe Yaramıyor Diyenler Gelin Hele

Boykot İşe Yaramıyor Diyenler Gelin Hele


Boykot İşe Yaramıyor Diyenler Gelin Hele

‘Sadece benle mi başarılı olacak, ben mi kurtaracağım’ diyenlerin yüzünü kızartan boykot yazımı sizlerle de paylaşmak istiyorum. Dünya üzerinde halk gücünden daha güçlü hiçbir şey yoktur. Devletleri de halk kurar, yiğitler de halkın arasından çıkar. Halkın gücünü birkaç örnek ile size izah...

Osmanlı İmparatorluğu Ve Ekonomi

Osmanlı İmparatorluğu Ve Ekonomi


Osmanlı İmparatorluğu Ve Ekonomi

Ekonomi son günlerde herkesin dilinde, peki ya tarihi? Bir devlet hazinesi sayesinde ayakta durur. Hem hazineyi dolu tutmak, hem de eldeki kaynağı faydalı işlere harcamak gerçekten bir sanattır. Nitekim, bu sanata dair tarihte pek çok kitap kaleme alınmıştır. En mühimleri arasında ise...

Garp Rüzgarlarıyla: Ludwig Van Beethoven

Garp Rüzgarlarıyla: Ludwig Van Beethoven


Garp Rüzgarlarıyla: Ludwig Van Beethoven

Doğrusu, Klâsik Batı Musikisi ülkemizde pek alâka görmeyen bir tür. Peki, bestekârların enteresan hayatlarını öğrenince düşüncelerinizin değişebileceğini biliyor musunuz? İyisi ve kötüsüyle, elden geldiğince objektif tahliller yaparak kaleme almaya çalışacağımız bu yazı dizisinde Batı’nın...

Yorum Bırak