Stygian: Reign of the Old Ones – Cultic Games Röportajı

Tamamen yerli bir yapım olan Stygian: Reign of the Old Ones’ın geliştiricileri ile yaptığımız röportaj ve dahası…

Malumunuz, geçtiğimiz günlerde Stygian: Reign of the Old Ones isminde, Lovecraft mitosuna bezenmiş bir oyun piyasaya çıktı.

Pek çok kişinin radarından kaçmış olsa da, bu oyun; Cultic Games isimli geliştirici firmanın el emeği göz nuru, tamamen yerli bir yapım.

Sizler için oyunun geliştiricisi Cultic Games ile bir röportaj gerçekleştirdik. Oyunun Kreatif Direktörü Can Oral’a yönelttiğimiz sorulara ve cevaplarına aşağıdan göz atabilir, röportajın ardından oyun ile ilgili izlenimlerimize de göz atabilirsiniz.

Merhaba! Ben Can Oral, Cultic’in yaratıcı yönetmeniyim. Stygian’a kadar sinema ve müzik ile haşır neşirdim. Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim.

YNP: Cultic Games nasıl ortaya çıktı?

Can Oral: Cultic Games ben ve yazar arkadaşım Barış Silay’ın board game üretim ekibi olarak doğdu ve daha sonra video oyunlarına evrildi. Stygian’a yönelmeden önce Four Lords isimli bir strateji oyunu üzerinde bir yıl kadar çalıştık.

YNP: Stygian stüdyonun ilk oyunu, fakat nispeten ufak bir stüdyo için oldukça iddialı ve başarılı bir yapım. Bu sebepten soruyorum, ekip üyelerinin Stygian’dan önceki oyun geliştirme maceraları nerelere dayanmakta?

C.O: Benim ciddi bir masaüstü rpg arkaplanım (hikaye anlatıcılığı) olduğu söylenebilir. Onun dışında çeşitli arkadaşlarımla basit video oyunu projeleri yürütmüşlüğüm de vardı ama hiçbiri Stygian’da kalkıştığımız işle kıyaslanabilecek türden değil elbette. Kısacası ekipte hiç kimsenin bu ölçeğin yarısında bile bir oyun projesinde bulunduğunu sanmıyorum. 2009 yılında Bioware’in beni Senior Writer pozisyonunda düşünmesini sağlayan kendi geliştirdiğim NWN modülü “Something’s Rotten in FantasyLand” ise sanıyorum aklıma gelen Stygian’a en yakın oyun projesi.

YNP: Lovecraft mitosuna dayanan bir oyun yapma fikri nereden ve nasıl aklınıza esti?

C.O: 10 yaşından beri Lovecraft okuduğum ve RPG oyunlarına çok uzun yıllara dayanan bir ilgim olduğu düşünülürse kombinasyon galiba benim için kaçınılmazdı 🙂 Stygian aklıma düştüğü andan itibaren de, yaratıcı çekiciliğiyle benim için bir tutku projesine dönüştü. Uzun yıllar zarfında raflara kaldırıldı, geri indirildi, çok kereler yok olma tehlikesi atlattı ama en sonunda oyunculara ulaştı. Şimdi geriye oyuncuların deneyimlerini geliştirmek ve oyunu daha stabil hale getirmek kalıyor. 

YNP: Stygian’ın sanat tasarımı ve oynanış yapısı hakkındaki vizyonunuz geliştirme sürecinin başından itibaren tam sürümde gördüğümüz gibi miydi? Bu uzun ve zorlu süreçte tasarımsal değişikliklere gittiniz mi?

C.O: Aslında bu sorunun cevabı ilginç çünkü oyunun neredeyse tüm elementleri en başta öngörüldüğü gibi kalabildi. Oyun ilk zihnimde canlandırdığım görselliğe epey yakın duruyor. Yolda bu tercihlerden zorunluluklar ve pratik çözümler nedeniyle çok kereler vazgeçecek gibi olsak da çok şükür oyunun sanatsal bütünlüğünü koruyacak hamleleri hep yapabildim. Oynanış yapısına gelecek olursak, ilk dizayn dökümanındaki hemen hemen tüm unsurları oyuna yansıttık diyebilirim ama çok daha iyi realize edebileceklerimiz elbette vardı. Örneğin oyunun savaşlarının daha fazla taktik unsura dayanmasını isterdim ama ekibin sınırlarının elvermediği çok durum gelişti. Sonuçta her eser de onu vareden koşulların bir yansımasıdır. Bunca yıldan sonra tahmin edersiniz ki gelecekle ilgili çok fazla ders çıkarttık.

YNP: Stygian şekillenirken en çok hangi oyunlardan etkilendiniz?

C.O: Fallout 1, Fallout 2, Planescape: Torment, White Wolf’un masaüstü RPG oyunları, point and click adventure oyunları, Ravenloft, Dark Sun gibi daha uç öğeler barındıran D&D dünyaları, Vampire: Bloodlines, Arcanum ve daha niceleri…

YNP: Stygian çıkalı belli bir süre oldu, şimdiye kadar aldığınız geri bildirimlerden memnun musunuz? Hayalinizdeki “o” oyunu dijital dünyaya tam olarak nakşettiğinizi düşünüyor musunuz?

C.O: İnanılmaz motive edici geri bildirimler aldık. Oyunun Metacritic puanı (tüm dünyadan basın incelemelerinin ortalaması) 80’lerde geziniyor. Bu bizim için gerçekten büyük bir başarı. Bunun yanı sıra teknik açıdan sınıfta kaldığımız bir release yaşadık. Oyunun birkaç aylık daha geliştirilme sürecine ihtiyacı vardı ve bunu Steam yorumlarından da görebiliyoruz. İnsanlar oyuna dair kuvvetli duygular hissediyorlar ama yaşadıkları teknik problemler oyunun Steam puanının Çok Olumlu’dan Karışık’a düşmesine neden oldu. Tüm bunların farkındayız ve birkaç aylık bir iyileştirme ve ek geliştirme süreciyle üstesinden geleceğiz. Bunlara ek olarak bize destek olan çok ateşli bir komünitemiz de var. 

YNP: Stygian’ı geliştirirken karşılaştığınız, sizi en çok zorlayan mesele neydi?

C.O: Ben aynı zamanda işin prodüksiyon tarafını üstlenmek zorunda kaldım. Bu da elbette projenin ihtiyaçlarına göre yetenekli insan bulma zorunluluğunu ortaya çıkardı ve Türkiye’de böyle bir projeye uygun yetenek havuzu gelişmediği için de herkes işini yeri geldiğinde sıfırdan öğrenmek durumunda kaldı. Buna kaybettiğimiz ekip üyeleri ve beraberinde giden bilgiyi de eklerseniz, birkaç kere sıfırdan başlamak zorunda kaldığım konularda çok büyük zorluklar yaşadığımı tahmin edebilirsiniz. Dizayn ya da sanatsal üretim değil ama bu projeyi Türkiye gerçekliğinde varetmeye çalışmak başlı başına Nightmare difficulty bir sınavdı. Bu konuda bize destek olan Bahçeşehir Üniversitesi Dijital Oyun Tasarımı bölümüne (BUG) ve Güven Çatak hocaya tekrar bir teşekkür etmem gerekiyor. Çok fazla yardımlarını gördük, görmeye de devam ediyoruz.

YNP: Oyun Türkçe dil desteği ile çıkmadı, açıkca söylemek gerekirse bunu anormal karşılamıyoruz (bitirme projesi olarak text tabanlı rol yapma oyunu yazmış biriyim, 3500-4000 kelimelik kendi yazdığım hikayeyi dahi ingilizceden Türkçeye çevirmek zül geldiği için dil seçeneği eklememiştim) fakat Türkçe dil desteğini oyuna getirmek istediğinizi ve bu konuda çalışmalar yaptığınızı duyduk. Bu konuda bizleri bilgilendirebilir misiniz?

C.O: Stygian 200.000 kelimelik bir oyun ve kaynak materyali ile ilişkisi sebebiyle Türkçe olarak yazılmadı. Çalıştığımız yayıncı da Türkiye pazarını çok da verimli bulmamış olacak ki taleplerimize rağmen bize Türkçe lokalizasyon desteği vermedi. Tüm bunlara rağmen çalışabileceğimiz en iyi ve en profesyonel gönüllü ekibiyle bu işi daha önce birkaç sefer duyurduğumuz üzere yapacağız. Türk oyunculardan sadece biraz daha az yargısız infaz ve sabır bekliyoruz.

YNP: Ekibinizdeki en büyük Lovecraft hayranı kim? Ekip üyelerinin en sevdikleri Lovecraft öyküleri acaba neler?

C.O: Galiba ben ve yazarım Barış Silay en önemli Lovecraft hayranlarıyız Cultic’teki. Benim en sevdiğim Lovecraft öyküleri arasında Innsmouth Üzerindeki Gölge, Diriltici, Pickman’in Modeli, Duvardaki Fareler, Zamanın Ötesindeki Gölge sayılabilir. Barış’ınkiler ise şöyleymiş : Beyaz Gemi, Sarnath’a İnen Hüküm, Duvardaki Fareler, Bilinmez Kadath’a Rüya Yolculuğu ve Uzayın Dışından Gelen Renk.

YNP: Cultic Games olarak Stygian’dan sonrası için neler düşünüyorsunuz? Yeni bir oyun projeniz var mı? Sizden yakın zamanda tekrar haber alabilecek miyiz? Yoksa çoktan yeni bir yapım üzerinde çalışmaya başladınız mı?

C.O: Birden fazla projemiz var açıkçası. Üzerine epey düşünülmüş olanları da var, taslak aşamasında olanları da… Bizden Stygian evreniyle ilgili de haberler alabilirsiniz, bambaşka haberler de… 

YNP: Zaman ayırıp sorularımızı cevaplandırdığınız için çok teşekkür eder; Yerli bir oyun firması olarak mobil yahut online tabanlı bir oyun yerine adam gibi hikayeye sahip, sanat tasarımıyla göz dolduran bir oyun ortaya koyma cesareti gösterdiğiniz için tebrik eder, başarılarınızın devamını dileriz.

Can Oral: Zaman ayırıp bu güzel soruları hazırladığınız için ben teşekkür ederim. Sevgiler!

İlk izlenimler

Stygian, estetik açıdan inanılmaz başarılı bir oyun. Bunu idrak edebilmek için oyunu oynamanıza dahi gerek yok, yayınlanmış ekran görüntülerinden yola çıkarak oyunun belli başlı sanatsal kaygılar gözetilerek ortaya çıkarıldığını hemen anlayabilirsiniz. Geliştirici Cultic Games’in Lovecraft mitosunu oyunun görsel yönüne yediriş biçimi ciddi manada takdire şayan. Stygian’ın mekanlarındaki çeşitlilik, karakter tasarımları, hepsi birbirini tamamlar nitelikte.

İşitsel manada, oyunda foley haricindeki seslerin az olduğu bir gerçek. Fakat bunun kasti olarak yapıldığı kanaatindeyim. Oyun her ne kadar 2d izometrik bir yapım dahi olsa, gerilimi had safhada tutmaya çalışıyor. Bunun için arka plan seslerinin atmosferi yakalaması ve oyun boyunca sadece gerekli anlarda müzik kullanılması yerinde bir karar olmuş.

Stygian oynanış yapısı itibariyle sıra tabanlı klasik bir rpg. Belli bir sayıdaki ekibimizle yahut tek başımıza girdiğimiz mücadeleler zorlu ve taktiksel kararlar vermemizi gerektiren türden. Oyunun kalanı ise diyaloglar, seçimler, gizemleri ortaya çıkarmak ve bizlere sunulan muntazam hikayeden oluşuyor.

Bütün bunları üst üste koyduğunuzda, karşınızda şekillenenin muazzam bir yapı olduğu bir gerçek. Stygian’da muazzam bir oyun zaten… Tabi bir kaç sorunu göz ardı edebilirsek.

Stygian maalesef çıkışı biraz aceleye getirilmiş bir oyun, aslında oyunun bir kaç defa ertelendiğini göz önünde bulundurursak aceleye getirildi dememiz çok doğru olmaz, fakat playtesting ve QA aşamalarının zayıf geçmiş olduğu bir gerçek. Oyun maalesef pek çok buga ve teknik probleme sahip. Bunların bir kısmı oyunun içindeki, ana hikayedeki gidişatınızı etkileyecek ciddiyette. Her ne kadar Cultic Games bu sorunların üzerinde çalıştıklarını ve en kısa sürede üstesinden geleceklerini beyan etmiş olsa da, sorunsuz bir oyun tecrübesi arzulayan oyuncuların 1-2 ay daha Stygian’a dokunmasını tavsiye etmiyorum. Ha, şimdiden satın alıp geliştiricilere destek de olabilirsiniz tabi, bu da bir seçenek.

Buglar ve teknik sorunlar haricinde bir de oyunun, oyun çıkmadan evvel. vaat edilenden daha kısa bir içerikle çıkması durumu. Tabiri caizse, oyunun sonu oyuncuyu resmen “devam filmini bekleyin” havasında bırakıyor dahi diyebiliriz. Cultic Games bununla ilgili de açıklamada bulunmuş durumda. Stygian’ın teknik sorunlarını hallettikten sonra ilk iş olarak evreni genişletip hikayeyi ilerletmeye odaklanacaklarını Steam üzerinden yayınladıkları bir “Yol haritası” mesajında belirtmişler. Tabi bu hikayenin devamı ücretsiz olarak mı gelir, DLC’ler şeklinde mi gelir, Stygian 2 olarak mı gelir? Orasını henüz bilemiyoruz.

Amma velakin, bana soracak olursanız, teknik sorunlarını kenara ayırdığınızda Stygian: Reign of the Old Ones muazzam bir oyun. Lovecraft mitosunu seviyor, sıra tabanlı mücadelelere hayır demiyorsanız ve rpglerle aranız iyiyse kesinlikle ama kesinlikle bu oyuna bir şans vermeniz gerek.

Dipnot: Oyun şuan Türkçe olmasa dahi, yukarıdaki röportajda da belirtildiği gibi, oyunun Türkçeleştirme çalışmaları başlamış durumda. Yakında Stygian’ı Türkçe olarak da oynayabileceksiniz yani.

Oyunun Steam sayfasına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.