Ludus İncelemesi

Adam gibi gladyatörler bu zamanda zor yetişiyor!

Ludus her yerde belirtildiği üzere bir gladyatör yetiştirme oyunu. Gladyatörler ile uzaktan da olsa bir ilişkim vardır. Birkaç kitap, belgesel ve birkaç dizi dışında tarihin detaylarına çok adım atmadım, hep yüzeysel kaldım aslında. Ancak bilirim o kanlı savaşları, destan yazılmış arenaları…

Cheesecake Dev, genellikle simülasyon oyunları ile tanınan oyun yapımcılarından biri. Daha önce oynamaktan keyif aldığım Border Officer ve deneyimleme fırsatımın olmadığı ama geri dönüşlerinin bir hayli iyi olduğu Internet Cafe Simulator gibi oyunları piyasaya sürmüş bir yapımcı. Sadece simülasyon vari oyunları olması bile aslında her yeni çıkan yapımlarında işi bir çıta yükseltmeleri anlamına geliyor bana göre. Ancak Ludus, çıkardığı diğer oyunlarına nazaran zayıf kalan bir yapım olmuş.

Belli bir senaryo çizgisi doğal olarak yok. Tek ve üst amacınız en iyi gladyatörlere sahip olmak. Bunun dışında kendine bir senaryo çizmiyor ve oyuncuyu istediğini yapması konusunda özgür bırakıyor. Bu çoğu simülasyon oyunun yaptığı şey aslında. Senaryo olmaması kötü diyemiyorum bu yüzden.

AMAN OĞLUM SEN FLÜT ÇALMA

Oyun içindeki amacımız, zaten az çok bahsettiğim gibi en iyi gladyatörlere sahip olmak, arenaya ambargo koyup “En iyisi benim ula burada!” demek. Tabi bu işi başarabilmeniz için önünüzde daha çok yolun olduğunu henüz oyunun başında anlıyorsunuz. Para kazanmak, kaybetmek alışkanlığınız olmak zorunda. Öncelikle belirtmem gerekir ki, para kazanmak doğru tercihler yaptığınız zaman aşırı kolay ve bir anda yükselebiliyorsunuz. Mesela oyunun size verdiği görevleri tamamlamaya çalışmaktan kaçınmanız gerek. Çünkü sizden istediği şeyin getirisi hiç hoş olmuyor, dengesizlik mevcut. Bu yüzden kendi hislerinizi kullanarak ilerlemek en mantıklısı olacaktır şu durumda.

Para kazanma demişken, ailenizdeki insanları para kazanmak için kullanabiliyorsunuz. Mesela eşiniz, elinizdeki süt, yumurta veya yün gibi şeyleri satarak size ek gelir sağlayabiliyor. Veya amcanızı odun toplamaya, oğlunuzu ise flüt çalması için milletin arasına gönderebilirsiniz. Oğlumuz başarılı olduğu için para kazanmıyor bu arada, tam tersine çok kötü flüt çaldığı için millet başından savmak için para atıyor yavrucağa. Ailenizi çalıştırmak onların yorulmasına ve bazen hastalığa yakalanmasına neden oluyor, dikkat etmek lazım. Bu aile dayanışması dışında tabi elinizdeki odun, çivi veya tahta gibi objeleri satabilir, arenada bahis oynayabilir veya tavernada zar oyunu oynayarak gelir elde edebilirsiniz.

Peki ne bu tahta, demir falan? Bunlar bizim için paradan sonra en önemli şeyler diyebilirim. Bunları kullanabilmek için mimar tutmanız gerekiyor elbette. Bu mimar ise size tahta, demir gibi şeyleri kullanarak gladyatörleriniz için barınak, tuvalet gibi yapılar inşa edebiliyor. Evet tuvalet dedim şaşırmayın. Bu yapıyı yapmadan önce gladyatörler bildiğiniz yere pisliyor yahu. Elimizde su kovasıyla bizde temizlemeye çalışıyoruz. Değişik…

Biraz da etraftan bahsettikten sonra sizlere gladyatör sahibi olmayı anlatacağım. Şimdi bizim yerleşkemiz dışında birde market kısmı var. Burada gladyatörlerimize zırh, kalkan, kılıç gibi eşyalar alarak onları donanımlarına kavuşturabiliyoruz. Üstte bahsettiğim gibi mimar tutabilir, hazır değil ben kendi kılıcımı isterim derseniz demirci, gladyatörüme şifa olsun daha sert vursun derseniz simyagerden iksirler satın alabilirsiniz. Bunlar dışında zar oyunu oynayabileceğiniz ve biraz çılgın bir gece geçirmek isteyebileceğiniz taverna, beslemelik hayvan almak veya hastalanan eşinize, çocuğunuza ilaç almak isteyebilirsiniz. Bu çeşitlilik konusunda oldukça iyi ama tekrara bağladığını görmeden oyunu bitirmenizi tavsiye ederim.

Gladyatör yetiştirmek ise biraz çileye dönüyor. Paranızın durumuna göre satın aldığınız köleleri azılı bir savaşçıya çevirmek elbette çocuk oyuncağı değil. Onlarında enerjileri, canları ve mutlulukları gibi azalıp artabilen detayları bulunmakta. Bir gladyatöre çok antrenman yaptırmak enerjilerinden tüketecek, düellolara çıkarmak canlarından gitmesine mal olacaktır. Sürekli kontrol etmek durumundasınız. Savunma için ayrı antrenman, çeviklik için ayrı, kuvvet ve dirilik için ayrı antrenman yaptırmanız lazım. Her bir antrenmanın 1 ila 4 saat arasında süresini belirleyebilir, enerjilerini buna göre kontrol edebilirsiniz.

Her 3 günde bir arenada büyük çarpışma oluyor. Bu 3 gün içerisinde gladyatörünüzü iyi çalıştırmak, üstüne güzel ciciler giydirmek zorundasınız. Çünkü arenada kaybeden gladyatör ölmüş olarak sayılıyor ve elinizde avucunuzda ne varsa orada kaybetmiş oluyorsunuz. Bence bu çok kötü bir tercih olmuş. Çünkü size şöyle anlatayım, arenada tek gladyatörünüz sırasıyla 3 savaşçı ile savaşmak zorunda kalıyor. Tabi bu sırada canından ve enerjisinden çok kaybettiği için üçüne birden yetmek bir hayli zor oluyor. Bence yapımcılar ölmesinden ziyade çok yaralı olması veya bir süre sakat kalması gibi şeyler düşünebilirmiş.

EH İŞTE

Atmosfer bakımından çok size geçen bir tarafı maalesef yok. Yani ben kendimi Roma’da gladyatörlerin arasında hissediyorum demeniz biraz zorlama olur. Arena kısımlarında bir birinin kopyası seyirciler tezahürat yapa dursun, sizde kapışan gladyatörleri izlerken çekirdek çitleyin, meyve soyun vs.

Grafikler için çok bir yorum yapamayacağım. Zaten bu oyunu grafiği çok iyi diye düşünerek oynayan yoktur, amaçlar farklı nasıl olsa. Ancak optimizasyonundan biraz bahsetmemek gerek. İstediği sistem özellikleri günümüzde çoğu bilgisayarın karşılayabileceği özellikler ancak oyunda birçok kasma, donma ve takılma problemleri oluyor. Bu en yükseğe aldığınız ayarlarda yaşadığınız sorunlar en düşüğe çekseniz bile değişmiyor. Özellikle şu arena kısmına giden yolda ne oluyor bilmiyorum ama oyun kafayı yiyor, bilgisayar zorlanıyormuş gibi oluyor. Birden fazla bilgisayarda aynı sorunu yaşayınca dedim tamam oyun sorunlu sende bir problem yok, tamam sakiin…