Kruşçev’in Tarihe Geçen Gafı
1918 sonrası ile alakalı içerik yazmak istemiyorum ama Nikita Kruşçev’in Özbekistan’daki gafı inanılmaz, okumanız lazım.
Yineliyorum, 1918 sonrasına pek bir muhabbetim yok, ayrıca yakın tarih anlamsız uzayan münakaşalara da sebep olabiliyor, bu yüzden bu tarafa girmek istemiyorum. Ancak Sovyet dönemine damga vurmuş isimlerden biri olan Kruşçev’in şu vakasını size aktarmazsam olmaz. Değişik bir kişiliği var Kuruşçev’in, Stalin ölünce de insanlık suçları ile dolu önceki devrin baskılarını azaltma, rejime yeni bir soluk getirme çabasına girişiyor. Sovyet yönetimi altındaki Slav olmayan diğer kavimler göz kırpıyor. Böyle yazdım diye kendisinin aynı şarkının bir diğer mısrası olduğu gerçeğini de unutmayalım. Neyse. işte bu çalışmalarının birisinde bakın nasıl bir gafa imza atmış.
Başta kaynağı vereyim, vermiyorsunuz falan yazıyorlar, oysa YNP içerisinde tarih kategorisinde ne kadar yazı varsa hepsinin kaynağı da sayfada yazıyor. Okuma konusunda gerçekten yozlaşıyoruz.
Nureddin Muhitdinov, Godi provedeniya v Kremle, Taşketn: 1994, s. 163, Vernandsky, G. (2009), Rusya Tarihi (çev. D. Mızrak-E.Ç. Mızrak) İstanbul: Selenge., s. 535, Der. Prof. Dr. Nadir Devlet.
“1930’larda Politbüro üyeliği yapmış Özbek Nureddin Muhitdin(ov) Kremlin’de Geçen Yıllar adlı hatıralarında şöyle bir olay anlatır. Kruşçev, Hindistan, Burma ve Afganistan’a yaptığı geziden dönerken Taşkent’e uğrar ve ülkeye gelişi münasebetiyle tertiplenen bir mitinde büyük bir gaf yapar.”
“Kruşçev, konuşmasına “Selam, değerli Tacik kardeşlerim! Size Hindistan, Burma-Myanmar ve Afganistan halklarından, komşularınızdan sıcak selamlar getirdik. Bizi oralarda çok iyi biliyorlar”
Hadi Özbek Afgan sınırı var da Hindistan hatta Myanmar ne alaka, komşu falan 🙂 neyse devam.
“Siz Tacikler, gençsiniz, iyi çalışıyorsunuz ve iyi pamuk mahsulü alıyorsunuz. Ama komşunuz Özbekler, işi savsaklıyor. Öncelikle belirteyim ki, onların yöneticilerinin arasında üç kağıtçılar var…”
Üüüfffff gafa bak.
“Muhitdin(ov) hikayesini şöyle sürdürüyor ‘donup kalmıştık. Hemen N. A. Bulganin’e söyleyin ‘ Söyleyin ona, kendisi şu anda Özbek halkına hitap etmektedir.’ dedim, ama ‘Sen kendin söyle!’ diye cevap verdi. Yavaşça Kruşçev’e sokuldum, fakat kendini konuşmaya kaptırmış olduğundan yüzüme bile bakmadı. Bir dakika sonra tekrar yaklaştım: ‘Nikita Sergeyeviç! Siz Taşkent ve Özbekistan halkının karşısında bulunuyorsunuz. Tüm Özbekler sizi dikkatle dinliyorlar’.
Birden başını bana sertçe çevirdi: ‘Ne diyorsun sen?’, ‘Sizi şu an dinleyenler Özbeklerdir’ dedim. ‘Neden daha önce söylemediniz?’ dedi ve mikrofona yönelerek konuşmasını sürdürdü. ‘Sevgili Taşkentliler ve Özbekistanlılar! Alenen sizi tenkit etmek suretiyle sınamak istemiştim. Tepkinizin ne olduğunu görmek istiyordum. Ve siz değerli Taşkentliler, benim şaka ettiğimi anlayıp, dikkatlice dinlediniz. Çok teşekkür ederim.”
İnanılır gibi değil. Her aklıma geldiğinde, şimdi size aktarmak için tekrar notumu okuduğumda vakayı ilk öğrendiğim gündeki gibi inanamıyorum. Üste belirtildiği gibi “donup kalma” durumu, o anki kurmayların ve Özbek kardeşlerimizin yaşadıkları şoku hayal bile edemiyorum. Siz ne diyorsunuz bu duruma?
AfrikaKartaLi 8 Eylül 2019
Belliki bu gaf bazı şeyleri görmeyenlerin gözünde de açığa çıkarmalıdır. Rusya’nın Asya politikasındaki bilhassa Türk Devletlerini birbirine düşman etmesi bu söz ile bellidir. Rusya Asya’daki Türk Devletlerini böl-parçala-yut stratejisi ile istediği şekilde yönlendirebilmektedir. Bundan dolayı da hiçbir zaman Türklerin Asya’da bir olmalarına izin vermemeye çalışacaktır. İşte bunu devlet kademelerindeki insanların ve halkın anlayıp ona göre hareket etmeleri gerekmektedir.