“Hızlı yap, kirli yap”: The Witcher 4 de aynı mantıkla geliştirilmeli yoksa GG.
The Witcher 3’ün başarısının arkasında büyük planlar ve kusursuz organizasyonlar değil, tam tersine kontrolsüz bir yaratıcılık ve tutkulu bir ekip vardı. The Witcher 4 için yönetmen koltuğunda oturan Philipp Weber’in anlattıklarına göre, CD Projekt Red’in çalışma kültürü beklenenden çok daha doğaçlama ve serbestti. Weber, stüdyoya ilk katıldığında görevi sadece fikir üretmekmiş; karmaşık bir Google Dokümanı’na aklına gelen her görevi yazmakla geçmiş günleri.
Weber, CDPR içindeki bu dönemi “biraz da içgüdüsel” olarak tanımlıyor. Stüdyonun genel felsefesi, fikirlerin üzerinde fazla düşünmeden bir an önce hayata geçirilmesiymiş. “Hemen yap, hızlı yap, kirli yap,” diyerek bu yaklaşımı özetleyen Weber, son dakikaya kadar fikirlerin üzerinde çalışmaya devam ettiklerini ve hiçbir zaman tam anlamıyla tatmin olmadıklarını itiraf ediyor.
Ancak sadece bu doğaçlama yöntemler değil, aynı zamanda ekibin Witcher evrenine duyduğu büyük sevgi de oyunun başarısında belirleyici olmuş. Weber, 2013’te CDPR’nin mod araçlarını kamuya açmasının ardından düzenlediği yarışmayı kazanan bir mod geliştiricisiymiş. The Witcher 3’te çalışmaya başlamasıyla birlikte, projede yer alan çoğu kişinin zaten serinin sıkı birer hayranı olduğunu fark etmiş.
The Witcher 3’ün başarısı; dağınık bir dokümanda büyüyen fikirlerin, tutkuyla çalışan bir topluluğun ve son ana kadar süren yaratıcılık sürecinin bir ürünüydü. Bu yaklaşımın, The Witcher 4’te de benzer bir şekilde devam edip etmeyeceği merak konusu. Ancak Weber’in anlattıkları, oyun dünyasında düzenin değil, bazen kaosun bile ne kadar yaratıcı olabileceğini kanıtlıyor.
Ne dersiniz The Witcher 4 iyi mi olur yoksa patlar mı? Erken bir sorumu 🙂
Tüm teknoloji haberlerimiz için buraya tıklayın.
YNP YouTube kanalı için ise buraya tıklayın.