Dandanakan Üzerine Kısa Bir Yazı
Yıl 1040, iki ecdad karşı karşıya geliyor, sonuç?
Tarih tahsilinde kendisinden faydalandığımız Sayın Prof. Dr. Gülay Öğün Bezer’in mühim bir vakayı şu kadar kısa ve anlaşılır şekilde izahı çok hoşuma gitmiş ve birçok yerde dillendirmiştim. Burada da bulunmalı.
”İki taraf için de hayati önemi haiz olan bu savaşı, orduların mevcutları arasındaki orantısızlığa rağmen Selçuklular’ın kazanmasının en önemli nedenlerinden biri şüphesiz bu anın onlar için bir ölüm-kalım savaşı olması idi. Bunun yanında orduların yapıları da bir o kadar mühim idi. Selçuklu ordusunun vur-kaç taktiğine uygun hafif süvarilerden oluşması; buna karşılık Gazne ordusunun hareket kabiliyetini kısıtlayan ağırlığının da bu sonuç üzerinde büyü etkisi vardır. Ancak bunlar kadar mühim başka bir husus da, her iki ordunun terkibidir.
Selçuklu ordusu bir devletin kuruluşu için temel esas olan aynı soydan insanların kayıtsız-şartsız dayanışmasıyla, aynı davaya baş koymuş, her şartta kazanmak mecburiyetinde olan savaşçıların ruh haliyle hareket ediyordu. Gazne ordusu ise, muhtelif milletler üzerinde hüküm süren bir iktidarın, kaçınılmaz olarak bu milletlerden oluşturduğu, ortak menfaatlerden çok şahsi çıkarların gözetildiği ahenksiz bir kalabalıktı. Dolayısıyla birbirleriyle rekabet eden ve aldığı ücreti biraz fazlasıyla her kim öderse ona hizmet etmeye, başka bir deyişle ihanete hazır kimselerden meydana geliyordu.
Gazneliler bu yenilgi sonucunda en önemli eyaletlerinden olan Horasan ve Harizm’i kaybettiler. Tuğrul Bey ise Merv’de yapılan kurultay sonucu bir kez daha sultan ilan edildi.”
Ekledim, tekrar okudum, tüylerim diken diken oldu huşudan ve tarihe olan özlemden. Ben gerçekten bu dönemin insanı değilim 🙂