Titan Chaser İncelemesi
Devasa yaratıkları kovaladığımız, ilginç bir konsept.
Titan Chaser, henüz 4 ay önce çıkmış olmasına rağmen bana göre istediği seviyeye ulaşamamış bir oyun. İşlediği konsept ise her yerde karşılaşmadığımız türden. Özellikle bağımsız oyunlar arasında bence adı en çok duyulması gereken yapımlardan sadece birisi.
Daha önce Save One More ve Katana Kata adlı gayet eğlenceli oyunların mimarı olan shostak.games tarafından geliştirilen Titan Chaser, keşif elementleri ve yürüme simülatörü özelliklerinin yanına birde gizem unsurunu eklemeyi çok iyi başarıyor. Sürekli puslu ve karanlık olan havası ise oynanışa tüyler ürperten bir özellik katıyor.
NE OLDUĞUNU ANLAYALIM
Oyuna ilk girdiğim zaman amacımın ne olduğunu anlamakta zorlandım. Herhangi bir Tutorial kısmı bulunmadığı için yaklaşık 10-15 dakika neyin ne olduğunu keşfetmeye uğraştım. Ancak sonradan fark ettim ki, böylesi daha makbulmüş.
Cümleler kurulacak bir hikayesi bulunmasa bile elbette anlatılması gereken şeyler var. Titan adı verilen devasa yaratıkların varlıklarının bile taciz olduğu bir kasabada bizim görevimiz, bu yaratıkları insanlardan uzak tutmak ve onların güvenliğini sağlamak. Normalde aklınıza ilk olarak aksiyon mantığı gelebilir ancak öyle değil. Gayet barışçıl yollar ile sorunları çözebiliyoruz. Bu “Uzaklaştırma” işlemlerini ise eski külüstür aracımız ile yapıyoruz. Biliyorum kulağa daha da ilginç gelmeye başladı.
HİKAYESİ NE ALEMDE?
“Grand Rock Motel” adı verilen bir otelde uyandıktan sonra arabamıza atlıyor ve görevimize başlıyoruz. Araç kullanma ve araç içi dizaynlar konusunda oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum. Özellikle araç kullanma mekaniği gayet iyi oturtulmuş durumda. Araç içi dizaynlar ise şu şekilde; El freni ve kontak başlıca etkileşime girdiğimiz şeyler. Dikiz aynası ile araç içi görünüm ve üçüncü şahıs görünüm arasında geçiş yapabiliyoruz. Arabamızın tepesinde ise dev bir Spot ışığı bulunmakta. Bu ışık sayesinde Titanları uzak tutabiliyoruz. Bunlar dışında aracın içinde müzik çalabiliyor, haritaya bakabiliyor ve en önemlisi görevimiz için verilen talimatları ve ipuçlarını görebiliyoruz.
Dünyası yeterince büyük, ancak çok dolu değil. Belli başlı noktalarda Checkspoint alanları bulunmakta. Bu alanlarda bulunan telefonları kullanarak Save alabiliyor, arabanız sıkıştığında veya yanlış bir şey yaptığınız zaman aracınızın içinde bulunan telsiz sayesinde Checkpoint noktasına geri dönebiliyorsunuz.
Normalde yürüme simülatörü olarak tanı koyabiliriz. Ancak işin içine araç girince bu kategoriden çıkarak biraz daha keşif özellikleri taşımaya başlıyor. Ama yine de simülasyon kategorisine bir şekilde oturtabilmemiz mümkün, ki bence böylesi daha doğru olacaktır.
Henüz erken erişimde olmasından dolayı eleştirilecek çok fazla yanı var ancak hiçbiri düzelmeyecek sorunlar değil. Araç içi ışığı açtığımız zaman yolu göremez hale geliyoruz. Yapımcı ekip terkedilmiş havası vermek için bozuk yollar düzenlemiş ancak araç sürekli takılıyor, hızı düşüyor veya dönemeçlerde görünmez bir duvar varmış gibi ilerlemede sıkıntılar çekiyor. Bunun yanı sıra optimizasyon konusunda da iyileştirmeler yapılmalı diye düşünmekteyim.
Eleştirileri bir yana bıraktığımızda ise bizi yine güzel cümleler bekliyor. Atmosfer bakımından yapımcılar iyi iş çıkarmış. Yarattığı yalnızlık ve gerginlik hissi cuk diye oturmuş bana sorarsanız. Sürekli puslu ve karanlık olan havada devasa yaratıkların peşinde koşmak, kolay olmasa gerek. Bu atmosfer başarısının yanı sıra grafiksel ve seslendirme anlamında da bekleneni veriyor diyebilirim. Unity oyun motoru ile geliştirilmiş olmasına rağmen gölge ve ışık geçişleri gerçekten başarılı bir şekilde tasarlanmış.